Sayfalar

29 Aralık 2010 Çarşamba

SOKAK ÇOCUKLARI

Sayfa no? Yok
Cilt no? Yok
Hane no? Yok
Ana adı?

Ben sokak çocuğuyum abi
Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan
Bilyelerini rüyalarında unutan
Ve oyuncaklarını masal kahramanlarına çaldıran çocuk varya
O benim işte , o benim abi
Sahi, bir annem olmalıydı değil mi?
Ben dudaklarımda sokakları besteliyorum oysa
Sahi abi, tadı nasıldı anne sütünün?
Anneler nasıl okşar çocuklarını
Anne kokusu nasıldır kimbilir?
Ana ha?
Bir anne çizebilirmisin benim için
Karanlığın kar soğuğu parmak uçlarına bir anne
Unutulmuş çocukların ürkek avuçlarına bir anne
Ve yanına beni eklermisin abi?
Tıpkı sulu boya resimlerdeki gibi
Sımsıcak…
Sahi abi, senin gözlerini kesmiyor değil mi
Bir köprünün soğuk gergin ve karanlık bedeni …
Sahi sen hiç seyrettin mi ay

20 Aralık 2010 Pazartesi

Aynadaki Yüzün Ağırlığı

''İnsansız Bir Doğa'' '  'Dostu Olmayanın Yalın Yüzü''
Bay de Rollebon hayli bunaltıyor beni. Ayağa kalkıyorum. Bu salgın ışıkta kıpırdanıyorum; ve ışığın, ellerimde, ceketimin yenlerinde değiştiğini görüyorum, nasıl tiksindiriyor beni anlatamam. Esniyorum, masanın üstündeki lambayı yakıyorum: belki lambanın ışığı gün ışığını bastırır diye yakıyorum. Ama yazık. Lamba yürekler acısı bir ışık demeti sezdirmekten öteye gidemiyor. Söndürüyorum. Ayağa kalkıyorum. Duvarda ak bir oyuk var, ayna. Daha doğrusu bir tuzak. Biliyorum düşeceğim tuzağa. Düştüm bile, aynada kurşini bir şey beliriyor. Yaklaşıyor ve bakıyorum, çekilip gidemem artık önünden.
Bu görünen kurşini şey, yüzümün yankısı benim. Bu yitik günlerde sık sık bakarım bu yüze. Hiçbir şey demiyor yüzüm bana. Başkalarının yüzlerinin bir anlamı var. Benimkinin yok. Güzel ya da çirkin olduğuna bile karar veremem. Çirkin olduğunu sanıyorum, çirkin olduğunu söylediler çünkü. Bir toprak parçasına ya da bir kayaya güzel çirkin denilebilirmiş gibi, yüzümde bir nitelik bulmaları, çirkin bile demeleri şaşırtıyor aslında beni.
Öyle ama, yanaklarımın, alnımın üstündeki o gevşek bölgelerde, yine de görmeye değer bir şey var: kafatasımı yaldızlayan bu kırmızı güzel alev, yani saçlarım. Bak işte onları seyretmek hoştur. En azından açık renk, saçlarımın kızıllığından