Sayfalar

10 Ocak 2010 Pazar

Gerçek Öz'ümüz


''Ve dünya büzüldü, son sibermatik devrimin yarattığı teknolojiyle hergün biraz daha gözler önüne serilen sonsuz olasılıklarla birlikte küçüldü, küçüldü. Kendi küçük dünyasında, en temel ihtiyaçlarından yoksun bırakılan, sevgisizliğe, nefrete itilen küçücük insan, kendisi olmanın verdiği umutsuzlukla, orada, bir yerlerde onu bekleyen sonsuz seçeneklerin varolduğu duygusuyla, olmadığı bir şey olmaya ''ideal'' olmaya karar verdi.
gündelik yaşamın ezici zorunluluklarından kurtulup, sonsuz güçlere ulaşmak için, Faust gibi şeytanla anlaşma yaptı. Benliğini sürgüne gönderdi. Ruhunu sattı. Kendine yabancılaştı. Kendini, doğallığını, özünü kaybetti. Kendi yarattığı mekanik, robotsu dünyanın mekanik parçası oldu. Oysa içinde sonsuz güzellikler barındıran bir evren vardı. Bir ''gerçek özü'' vardı. ''Gelişme çiçeklenmek isteyen, ister sevinç, özlem, sevgi olsun; ister öfke, korku, mutsuzluk olsun, duyguların kendiliğindenliğini besleyen ya da yadsıyan; evet ya da hayır diyen; kendiliğindenlik tepkileri üreten ve böylece yaratıcı, kendisiyle ve dünyayla barışık, kendi sorumluluğunu üstlenen bir birey olmasını sağlayabilecek olan ''gerçek özü'' vardı. ''
.
.
''Gerçek özü''müz sürgünden dönebilir. Yeterli arzu ve çabayla kendimizi bulup yine kendimiz olailiriz.''
(Nevrozlar ve İnsan Gelişimi, öz gerçeklekleştirme kavgası- Karen HORNEY)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder